Acı Gerçek
Sokakta yürüdüğünüzde kimsenin suratının gülmemesi, kafa
selamını esirgemesi veya tebessüm ile bakmamasının kendimce sebepleri;
1.
Kadına şiddet vardır.
Bir gün televizyonda haberleri izlerken, bir
haber gördüm ve çok şaşırdım. Aynı gün içerisinde farklı ilde bir adam eşi
tarafından bacağından bıçaklanmaktadır. Diğer ilde de kadın eşi tarafından
bıçaklanarak öldürülmüştür. İkinci haberi artık alıştırdıkları için “yine mi ya”
demekle yetinebildim. Fakat kadın tarafından bıçaklanan adamın haberi alışılmadıktı.
Muhabir adama “sizi bıçakladığı için eşinizde şikâyetçi misiniz?” diye
sormuştu. Adam “Hep erkekler mi kadınları bıçaklayacak birazda onlar
bıçaklasın. Şikayetçi değilim.” dedi ve gülerek yürümeye devam etti.
Televizyona bir süre baka kalmıştım. Adamın şok edici şekilde şiddeti
normalleştirip espri haline getirmesine inanamadım. Son zamanlarda canilik ön plandayken ve herkes bu kadar korkmuşken, memlekette şiddetin abartıldığını
savunanlar da var. Kendilerince açıklamalarını yapmışlar ama siz okurken tavsiyem mantık veya duygu aramayın.
Kadın car car
konuşursa şiddeti hak etmiştir.
Amerika’da daha
fazla şiddet gösteriliyor bence abartılacak bir konu yok.
Kadın tahrik
ederse her türlü muameleye hazır olsun.
2.
İşsizlik vardır.
Açlık sınırının 1.500 TL’yi geçeli çok
olmuştur. Fakat üniversite mezununa veya
alaylı ama tecrübeli insanlara hala asgari maaş veya elden para yatırma imkanı sunmaktadırlar.
İşe girmek için kendinize verdiğiniz değerinin altında çalışmaya veya hak
ettiğinizin altında işe başlamak normal değildir. İstatistiklere göre işsizliğin
geldiği nokta %10’un üzerinde olduğunu düşünürsek. Konu hakkında iyimser
topluluğun görüşlerine bakalım;
İş var aslında
ama beğenmiyorlar.
Keyfi işsizlik
var.
İşsizlik yoktur,
iş beğenmeme vardır.
3.
Terör vardır.
Eğer haberlerin yayın akışında çoğunlukla silah
isimleri, şehit cenazeleri, askerlik, sınır eylemleri veya avmlerden uzak durun
çağrısı var ise, terörün olduğunu söyleyebiliriz. Aksi görüşler derler ki;
Bunlar yalan
haberdir. Sükunet hakimdir.
Terör bitmiştir.
Aramızı bozmaya
çalışmaktadırlar.
4.
Ekonomi kötüdür.
Bankalar paralarını geri alamayıp,
vakitlerinin çoğunu haciz işlemlerinin prosedürlerini hazırlamak için
geçiriyorlarsa, Bir kişide 5 den fazla kredi kartı olup limiti dolduysa, Özel
günlerde sokakta ellerinde poşetle dolaşan insan sürüsü bile dikkatinizi
çekmiyorsa, altın yükseldi! haberini dikkatle dinleyip, soluğu kuyumcuda alınılıyorsa,
sokakta 15 TL için bile adam öldürülüyorsa bir yerde sıkıntı vardır. Fakat refah
seviyesinin hakkettiğimizden fazla olduğunu düşünen kişiler derler ki;
Ekonomi
gayet iyidir. FED’in yayınladığı rapor
yanlıştır.
Bir sorun teşkil
etmemektedir.
Dış borcumuz
bitmiştir. Hatta biz borç vermekteyiz.
Teğet geçmiştir.
5.
İnsani
duygularımız körelmiştir.
Eğer
maden işçisinin benim geçinimimin hepsini madende ölen oğlum karşılıyordu. Belirten
adamın bütün hafta boyunca hayatını,yaşadığı yeri ayakkabılarının ne kadar
yıprandığını yayınlarsanız bir kişi çıkar ve ona sadece ayakkabı hediye eder. Sanki
bütün derdi ayağına giydiği materyalden ibaretmiş gibi. Olumlu kişiler derler
ki;
Biz olayın
faillerinin peşlerini bırakmayacağız.
Gerekli yardımı
yapacağız.
Denetlemeleri arttıracağız.
Özetle saygı yoktur. Bunun aksi görüşü de
yoktur. Çünkü artık kimse kimseye saygı göstermemektedir. Ne düşüncelere, ne hayatlara,
ne yapılanlara, ne davranışlarına, ne fiziksel özelliklerine, ne durumuna, ne
bilgisine, ne söylemlerine. Nasıl bu hale geldik demeyeceğim veya bunu hak
ettik de demeyeceğim. İnsan olduğunuzu ve toplumda bir birey olduğunuzu bazı
yapılan davranışların aşırı anormal olduğunu anlatmak için sürekli çaba harcadığımızı
ve sadece bu bizim ömrümüzden gittiğini bilin istedim. Çünkü ısrarla aksi
görüşü savunanlar sizi anlamak istemiyor.
Zekasından ötürü değil, sadece işine gelmediği için, dikkat çekmek için,
kendinde hak gördüğü için.
Etrafınıza bakın yukarıda belirttiğim belirgin
kötülükleri inkar edenlere bakın. Sadece vicdanının köreldiğini, nefret ve
öfkeden beslendiklerini yalnız ömürlerinden bir şey kaybetmediklerini fark
edeceksiniz. Acı gerçek şu ki; Bir kere yaşanılan kavramı bile ucuzlaştırdık. Bundan
sonrasını, hayatta kalmak için orman kanununun geçerli olduğunu fark ederek
yaşamalıyız. Bunun en küçük örneğini metrobüs illetini kullananlara
anlatabilirim. Metrobüsün ilk durakta kapılarının açıldığı o anı izleyin yeter.
Zaman ayırdığınız için Teşekkürler
0 yorum: