Uludağ Et Lokantası
Hafif gölgelik hafif esinti biraz manzara ve tabii ki de
karın tokluğu. İnsan başka ne ister ki sıcak yaz günlerinde. Çocukluğumdan beri
ara ara gittiğim gerçekten beni benden alan lezzetli yemeklerine yakın zamanda
tekrar kavuştum. Kendime dedim ki burayı blogumda yazayım ileride keyifli
anılarımı tazelemek için bakar bakar okurum dedim.
Kısa tarihçeye gireyim 1956’da Ankara’da başlamışlar. 1985’de
ise İstanbul’da hizmet vermeye başlamışlar. Gerçekten bu kadar uzun süre zevkle
kendi işimi yapabilir miyim diye düşünmüyor değilim. Eskiler hep derler ya sevdiğin
işi yap yavrum Sanırım burası da sevdikleri işi bulanlardan. Mekan Florya’da
deniz kenarında. Sağı solu plajlarla donatılmış. Önü alabildiğince deniz kumu
da temizlemişler her yönüyle çok temiz gözüküyor. Denizde balık tutan,
teknesiyle açılan ve martılar kısacası izlenecek çok şey var.
Peki biz ne yedik..
Önce altlık yapıyoruz değil mi? Gelsin tulum peyniri, sıcak pide ve tereyağ. Bunlar et lokantalarının süper 3 lüsü.
Özel Uludağ kebabı yok böyle bir lezzet. Bildiğimiz İskender
Kebabı görünümünde. Fakat tat bambaşka yıllardır değişmeyen bir lezzet en azından bana göre. Her gittiğimde aynı yemeği yediğim için menünün geri kalan
kısmını, masada oturan diğer kişiler tarafından biliyorum. Şöyle tarif edeyim.
Uzun zamandan beri gitmediğimi söylemiştim yukarıda. Tabi bu arada İskender yemek için bu
işi fast food olayına indirgeyenlerde yemeye başladım. İşte Uludağ Kebabını
yedikten sonra damağım müthiş bir serzenişte bulundu. Anlatırken bile burnuma
döktükleri tereyağı kokusu geliyor.
Karnımız acıktı
iyiden iyiye
Karışık Izgara tabağını tanıtayım hemen. Tabaktaki her şey gayet lezzetliydi görünüş
bakımından. Yemeğimden kafamı kaldırdığım anda karışık ızgara adına hiçbir şey
kalmadığı için pek tadamadım maalesef. Ama suratında lezzetin ve doygunluğun
tatmin edici ifadesini anlayabiliyordum. Nasıl olduysa fotoğrafını
çekebilmişim. Şans İşte.
O kadar yemeye birde üzerine tatlı isteseydik yapılan onca
spor ziyan olacaktı. Daha önceden künefesini yediğim için midenizde boş yer kaldıysa ortaya alın bir adet. Biz bu seferlik bakır cezvede köpüklü bir Türk kahvesi içelim dedik.
Ben burada fiyat konusuna girmeyeceğim ama çok merak edenler
var ise yönlendireceğim. Üzerine 2 TL daha koyun yalnız.
Siz manzarayı ve keyifli doygunluğun tadını çıkartırken
beylerin keselerine bereket diyorum.
0 yorum: